{ "title": "Karpuz Çekirdeği Kaç Kalori?", "image": "https://www.kaloriler.gen.tr/images/karpuz-cekirdegi-kac-kalori.gif", "date": "20.01.2024 14:46:25", "author": "İncegül Berrin Ekmen", "article": [ { "article": "Karpuz Çekirdeği Kaç Kalori, Karpuz, kabakgiller familyasından gelen iri meyvelerinden ötürü etli ve bol çekirdekli oval ve yuvarlak biçimli yazın sıcak günlerinde serinletici etkisiyle bolca yenen ve en sevilen meyvelerdendir. Karpuz meyvelerinin kabuğu yeşil, içi kan kırmızı renkli ve bol sulu bir meyvedir. Dünyanın pek çok yerlerinde tarımı yapılan bu meyvelerin gerek seralarda gerek açık havalarda tarlalarda yetiştirilen birçok çeşidi bulunmaktadır. Anayurdu olarak bilinen Afrika'nın tropik kesimleri olan karpuz bir mevsim yaşayan sürünücü bir bitki türüdür. Karpuzun derin oymalı yaprakları ve sapları iri tüylerle kaplanmış sarı çiçekleri vardır. Yuvarlak ya da oval biçimli karpuz meyvelerinin genellikle ağırlığı birkaç kilogramdan 20-25 kilograma kadar yetişmektedir. Bazen de bu ağırlık daha da yüksek olabiliyor. Karpuz meyvelerinde çekirdekler (Tohumlar) kavunda olduğu gibi meyvenin tam ortasındaki boşlukta değil, ete gömülü olarak ve dağınıktır.

Genellikle siyah renkli olan bu karpuzun çekirdekleri meyvenin kıpkırmızı etiyle çok hoş bir görünüm ve renk uyumu içindedirler. Karpuzun kabuğu düz yeşil, yeşil zemin üzerine çizgili ya da yeşil zemin üzerine sarı lekeli olarak çeşitli görünümdedir. Türkiye'mizde yetişen en yaygın yerli karpuz çeşitleri olarak çitilli, alaca, gülle, yenidünya vs. Çeşitleri yetişmektedir. En güzel karpuzu Manisa, Tekirdağ ve büyüklük ve lezzet bakımından da Diyarbakır ilimiz sırayı diğer illerimize kaptırmamıştır. Karpuz bitkileri sıcak iklimde ve çok su tutmayan, kuru topraklarda gübreye fazla ihtiyaç duymadan yetişmektedir. Eğer aşırı gübreleme olursa da meyve verimini düşürür, yapraklarını besler.

Karpuzun önceleri yaz aylarında serinletme özelliğinin yanı sıra sudan ve şekerden ibaret olduğu, besin değerinin düşük olduğu tahmin edilirdi. Yapılan araştırmalar sonucu diyetisyenlerimiz ve karpuz meyvesinin ne kadar değerli bir meyve olduğunu kanıtlamışlardır. Meyvenin etli sulu kısmından ziyade içindeki küçücük o siyah çekirdeklerdeki vitamin anlatmakla bitmez. Karpuz bünyesinde %92'si su, %6'sı şeker barındırmaktadır. Karpuz A vitamini, beta karotenler ve C vitamini bakımından iyi bir kaynaktır. Ortalama 150 gram karpuzda kişinin günlük C vitamini ihtiyacının %24.3, A vitamini ihtiyacının da %11'ini karşılamaktadır. Karpuz ayrıca bir insanın enerji üretimi için gerekli olan B, B1, B6 vitaminleri, potasyum ve magnezyum açısından çok zengin bir kaynaktır. %92'si su olan karpuzun besin yani kalori değeri düşük olduğundan uzmanlarımız özellikle diyet yapanlara aç karnına yemelerini önermektedir. 200 gram karpuzda yaklaşık 50 kalori vardır. Aç karnına yendiğinde vücudu temizleyip sıhhat verdiği de bilinmektedir. Tok karnına yendiğinde de hazımsızlık yaptığı için uzmanlarımız tok karnına yemeyi önermemektedir.

Karpuzun etli sulu kısmı kadar çekirdeği de bir o kadar faydalıdır, şifa vericidir. Memleketimizin Mardin, Şanlıurfa, Diyarbakır gibi illerinde sıkça karpuz çekirdeği tuz ile kavrularak, ay çekirdeği, kabak çekirdeği gibi tüketilmektedir. Bu şekilde tüketmeyi bilmeyen kişiler için karpuz çekirdeğini etli sulu kısmı ile tüketilmesi de önerilmektedir. Karpuz çekirdeğinin faydaları da saymakla bitmez. Karpuz çekirdeği, domateste de olduğu bilinen kansere karşı koruyucu bir antioksidan olan likopen içeriği açısından liderdir. Karpuz çekirdeğinde çok güçlü bir antioksidan vardır ki, karpuz çekirdeği ile tüketilmesi ile kalp hastalığı, meme kanseri, kolon, prostat kanseri, akciğer kanseri ve yaşa bağlı gelişme gösteren görme bozukluklarına koruyucu etki yapar. Astım hastalıklarına da iyi gelmektedir. Karpuz çekirdeği yüksek kan basıncını düşürmektedir.

Karpuz çekirdeği, düşük kalorili ve faydalı desek de uzmanlarımıza göre son yıllarda tartışılan bir konuda karpuz çekirdeği yutmanın apandisit problemlerine yol açıp açmayacağıdır, sindirilmekte zorluk çekildiği karpuz çekirdeği çok küçük bir ihtimalde olsa apandisiti tıkamaya yol açabilir, ender rastlanabilecek bir durum olmasına rağmen tanısı konmuştur ve tartışma halen devam etmektedir
" } ] }